Etik
İşletmemizin kuruluşu olan 1983 yılından bu yana bulunduğumuz tarımsal alanların ekorestorasyonuna yatırım yapmaktayız. Günlük yaşamımız ve pratiklerimiz, güncel geçerlilikte sürdürülebilir bir yaşam kültürü oluşturmak odaklı. Üretim sürecimiz, iklim değişikliğinde biyoçeşitliliği ve tarımsal biyoçeşitliliği gözeten permakültür, agroekoloji, karbon nötr, sıfır atık presipleri üzerine kurulu. Ağaçlandırma projeleri ile Dünya- İnsan sağlığını gözetmekteyiz.
25 yıldır organik tarım uygulamaları tecrübemiz sayesinde yerleşik ve ziyaretçi tüm canlılar ile birbirleriyle etkileşiminde bir ekosistemimiz var. Çiftlik- Arboretum’un %30’u biyoçeşitlilik alanı olarak korunmaktadır.
Bu tümden geleni, tek orjinli ‘single origin’ taş değirmen antik ve yerel buğday unları formunda bir deneyim olarak paylaşıyoruz.
Permakültür
Permakültür, ‘Permanans’ ve ‘Kultura’ kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşur. Sürdürebilirliğin ötesinde güncel geçerlilikte bir yaşam kültürü oluşturmak için çalışır. Doğa’nın samimi gözlem ile süregelen model alındığı, Dünyayı Gözet, İnsanı Gözet; Adil Paylaş ilkeleri üzerine kuruludur. 1970’li yıllarda, Bill Mollison ve David Holmgren’in çalışmalarının meyvesi olarak bir metodoloji içerisinde insanlığa sunulmuştur. Çeşitli yöntem ve araçlardan oluşur. Bunlar;
✔ Dünyayı Gözet; İnsanı Gözet; Adil Paylaşım 3 Ana temel ilkesi
✔ Dünya ve insana bakışta, sistemsel düşüncesi
✔ Biyoçeşitlilik kaybı, iklim değişikliği ve gıda güvenliği gibi günümüzün önemli sorunlarına esneklik (resilience) sağlayan çözüm önerileri
Permakültür, Biyoçeşitlilik ve Eğitim ortak kavramında, yerel topluluk ile gençlere gerçek yaşam ortamında uygulama içeren eğitimler sunuyoruz.
Biyoçeşitlilik
Biyo-çeşitlilik, biyolojik yaşamın çeşitliliğidir. Ekosistemlerde havanın filtrelenmesi, su, toprak, sellere karşı koruma, bitkilerin tozlaşması gibi yaşamsal fonksiyonları Doğa çeşitliliği ile düzenler. Bilim insanları, Dünya’da yaşamakta olan 1.9 milyon farklı türü kaydederek tespit ettiler, ancak gerçek bunun çok, çok üstündedir. Biyolojik çeşitlilik, 3 ana elementten oluşur:
- Dünya üzerinde yaşayan farklı türler- hayvan, bitli, sebzeler, mantarlar, alglar, bakteri ve virüsler;
- Aynı türden bireyler arasındaki farklılıklar – boyut, şekil ve renkleri;
- Farklı ekosistemler- örneğin, okyanuslar, ormanlar veya mercan resifleri- onlar üzerinde yaşayan türler ve birbirleri ile etkileşimleri.
Trakya’da bulunan Silivri, Akdeniz ile Karadeniz iklim kuşaklarının kesişim noktası olması ve denize sahili olması sebebi le biyoçeşitliliğin zengin olduğu bir bölgedir.
MALVA Biofarm& Arboretumda alanların %30’u biyoçeşitlilik alanı olarak ayrılmıştır.
Neden Önemlidir?
Biyoçeşitlilik, yaşamın devamı için insanlığa gereklidir. Gıda, inşaa malzemesi, giyim, ilaç hammaddeleri gibi birçok gerekli kaynak için Doğa bize nimetlerini verir.
Biyoçeşitliliği anlamadan, bilinçsizce davranmak, tüketici insan faaliyetlerimiz ile Doğa’nın taşıma kapasitesi üzerinde baskı yaratmamıza sebep olur. Bu şekilde habitatlar olumsuz etkilendikçe, hava, su, toprak kirlenir ve iklim değişikliğine sebep olan sera gazları artan şekilde açığa çıkar.
Kaynak: European Commission, Directorate-General for Environment, Desmedt, C., Degueldre, C., 52 Tips for Biodiversity, Publications Office, 2011, https://data.europa.eu/doi/10.2779/96101
“Biyoçeşitlilik kaybı, sessiz katildir. İnsanların, günlük yaşamlarında etkisini hissettiği iklim değişikliğinden farklıdır. Biyoçeşitlilik (kaybı), belki gözünüzde çok net değildir, ama ne olduğunu hissettiğinizde, çok geç olmuş olabilir”.
– Cristiana Paşça Palmer
Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Konvansiyonu Executive Secretary
Nasıl geliştirebiliriz?
Permakültür, biyoçeşitlilik kaybı, iklim değişikliği ve gıda güvenliği gibi günümüzün önemli sorunlarına çözüm önerileri sunmaktadır. Ekosistemsel yaklaşımla doğal yaşamı geliştirmeyi amaç edinmiş organik tarım üreticileri, aynı zamanda biyoçeşitliliğin korunması için önemli rol üstlenmektedir. Üreticileri tanıyıp, Doğa ve sağlığımız için bu ürünleri seçerek doğru yatırım yapmış oluruz.
Çiftliğimizde, 40 yıllık süreçte, yerel türler ile ağaçlandırma ve permakültür uygulamaları ile yaşam korumakta ve geliştirilmektedir. Gerek soğuk oda tohum ambarımız, gerekse ekim planlarımızda tarımsal biyoçeşitliliği gözeterek, gıda güvenliğinin temini için çalışmaktayız.
Tarımsal Biyoçeşitlilik
Türkiye, Avrupa ve Asya kıtaları arasında bulunan özel coğrafik ve klimatik konumu dolayısı ile, Dünya üzerinde Biyolojik çeşitliliğin en fazla olduğu yerlerden birisidir. Biyoçeşitlilik ‘sıcak bölgesi’ (Biodiversity Hotspot) olarak tanımlanan bu alanlarda, oluşan özel koşullara has türler görülmektedir.
Flora ve Fauna açısından çok zengin ülkemizde, tarımsal biyoçeşitlilik adına bir çok tür barınmaktadır. Türkiye, buğdayın birincil ve ikincil gen havuzunda bulunan yabani akrabalarına ev sahipliği yapan önemli bir gen havuzudur.
Çiftliğimizde yetiştirmekte olduğumuz antik ve yerel buğday çeşitleri, tarımsal biyoçeşitliliği koruma ve geliştirme misyonumuzun önemli bir parçasıdır.
Karbon Nötr Üretim
Üretim, depolama ve işleme prosedürlerini tek merkezde gerçekleştiren çiftlik-değirmen işletmemizde, girdilerinin önemli bir kısmı yine işletme içerisinden sağlanmaktadır. Agroekoloji, organik tarım, agro-ormancılık, permakültür uygulamaları ile gömülü karbon miktarı yüksek tutulmakta, toprak karbonu korunmakta, atmosferden yakalanan karbon miktarı sürekli artırılmaktadır. Malçlama, organik ve organo-mineral gübre uygulamaları ile dış üretim gereksinimlerimiz ve etkimiz azaltılmaktadır.
Organik Tarım
Çalışanların kondisyonlarının garanti altına alındığı, asıl üreticiye ödemelerin, sağladıkları kazanç doğrultusunda yapıldığı, yerel olarak tüketilen organik tarımsal üretim, iyi bir sertifikasyonun amaçları olmalıdır. Ne yazık ki, gıda üretim zincirlerinin uzunluğu ve takip sistemlerinde aktarım sebebi ile, bazı sistemlerde birçok açıklık gözardı edilebilmektedir. İnsanlığın temel gıdasını oluşturan birçok üründe ise organik üretici sayısının artırılması gereği vardır.
Organik tarım, çiftçiye kendi mesleğini yeniden keşfetme şansı, devam eden merak ve kişisel gelişim fırsatı verir.
Organik çiftliklerde, sentetik kimyasal kullanımı olmadığından, biyoçeşitlilik daha zengindir. Özellikle avcı bözekler, kuşlar, arılar mevcut olup, toprak mikro-organizmalarca avantajlıdır. Yer üstü ve altı su kaynakları korunur. Fotosentezle alınan kabon toprakta sakladığından, küresel ısınmayı yavaşlatan etkisi vardır. Agroekoloji gibi pratikler uygulayan yerlerde, bu olumlu etki daha yüksektir. Organik ürünler, antioksidanlar açısından zengin, sağlık için avantajlıdır.